SİYASİ İRADE TERÖRE KARŞI DİK DURMALIDIR
GÜNDEM0
SİYASİ İRADE TERÖRE KARŞI DİK DURMALIDIR
Son on gün içerisinde 50 vatandaşımız terör saldırılarında hayatını kaybetmiş,yüzlercesi de yaralanmıştır. Canımızı yakan hain terör saldırılarının Meclis çatısı altında tartışılması ve çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla verdiğimiz önerge maalesef AKP ve MHP oylarıyla reddedilmiştir. Terörün son bulması ve kalıcı barışın sağlanması için yapılan bu girişim de sonuçsuz kalmıştır. Toplumun bir evladını daha kaybetmeye tahammülü kalmamıştır.
ULUS DEVLET ve ÜNİTER DEVLET yapılanmamıza duyarsızlığı tescillenmiş olanAKP iktidarının adını çözüm süreci diye koyduğu ancak gelişen zaman içinde kargaşaya ve teröre dönüşen giden bir sürece doğru sürükleniyoruz.Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tek başına uygulamaya koyduğu dış odaklara endeksli bölgesel politikaları artık iflas etmiştir. Şu anda yaptığı ise daha çok kendi kişisel iktidarının devamını sağlayacak bir politikayı sürdürmektedir.
Cumhurbaşkanı, yıllardır kendi inisiyatifiyle sürdürmekte olduğu “terör örgütü” ile temas ve müzakere süreci doğal olarak çözüm ve barış yolunda ülkeye yıllarını kaybettirtmiştir. Tüm bunlar yaşanırken halk iradesinin tecelli ettiği Meclis yok sayılmıştır. Yakın geçmişte önce “Oslo görüşmesi daha sonra da “Dolmabahçe mutabakatı” diye ortaya çıkan ancak ayrıntıları kamuoyundan gizlenen gizli görüşmelerde İktidar tarafından verilen tavizler ve beklentiler gerçekleşmeyince Ülkemiz yeniden yapay ve kasıtlı bir terör kaosuna doğru sürüklenmiştir.
AKP ve MHP Barışa Hayır Demiştir
CHP’nin “Terör ve nedenlerinin araştırılması ve alınacak önlemler” ile ilgili olarak TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırması sonucunda yapılan oylamada bu çağrımız ve önerilerimiz maalesef AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedilmiştir.
Dün bir kez daha görülmüştür ki Ülkemizin gündemine oturan terör konusunda AKP ve MHP yine duyarsız davranmıştır. Bu partilerin barış için siyaset yapmadıkları açıkça görülmüştür.
Barıştan Yana Olmak CHP’nin Temel Anlayışıdır
Şu iyi bilinmelidir ki barıştan yana olmak, CHP’nin temel siyasi anlayışı ve geleneğidir. Ama bu hiçbir şekilde partilerin kendi iktidarının devamını sağlayacak “taviz ve teslim olma” politikasına dönüşemez. Kimden gelirse gelsin terörün ve şiddetin her türlüsüne karşı olduğumuzu her zaman dile getirmekteyiz. Bu nedenle CHP olarak, Kürt sorunu ile terör sorununu ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
SHP ve CHP olarak, 1989’dan bu yana Kürt sorunu ve çözümleri konusunda politikalar üretilmiş, raporlar düzenlenmiş ve tüm çalışmalar kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Askeri Değil, Siyasi Çözüm
Kürt sorununun bir parçası haline getirilmeye çalışılan terör sorununun salt güvenlik tedbirleriyle çözülemeyeceği aradan geçen yıllar içerisinde anlaşılmıştır. Bu kapsamda terörle mücadele ve çözüm konusunda; TBMM’de yer alan ve Mecliste temsil edilmeyen tüm siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve toplumun her kesiminin ortak bir sorumluluk anlayışı çerçevesinde birlikte ve uyum içerisinde hareket etmelerini gerektiren bir görevdir.
CHP Olarak Önerilerimiz Bilinmektedir
1- Varlığını kabul ettirmek için şiddet ve terör yöntemlerine dayanan hiçbir yaklaşım kabul edilemez Bu nedenle terör örgütü koşulsuz olarak tüm silahlarını bırakmalıdır. Affedici olmak, toplumuzun büyük bir geleneğidir. Terör örgütü koşulsuz olarak silahları bırakırsa, Toplumumuz da yaraları sarma erdemini elbette gösterecektir.
2- Bu gerçekleşince, birlikte yaşama kültürüne ve adalete dayalı, geçmişin acılarını saracak bölge halkını normal yaşama bağlamaya dönük “Toplumsal Barış Projesinin” uygulamasına geçilmelidir.
3 - Bölgede yaşamın normalleşmesi için gerekli DEMOKRATİK, SOSYAL, TOPLUMSAL, EKONOMİK önlemler hızla uygulamaya konulmalıdır.
4- Bu kapsamda “ULUS DEVLET” anlayışına duyarlılık içinde ; “Bireysel Kültürel haklara” saygı ve özgürlük sağlanmalıdır.
5- “Katılımcı güçlü yerel yönetimler” için yeniden yapılanma sağlanmalıdır. Bu uygulanmada üniter ve ulus devlet yapısına, idarenin bütünlüğüne zarar vermeyecek şekilde, yerel yönetimlerin daha güçlü bir idari ve mali yapıya kavuşturulması yaklaşımı benimsenmelidir.
6- Terör ortamının yaratmış olduğu mağduriyetlerin hızla giderilmesi, boşaltılan yerleşim yerlerine “gönüllülük, güvenlik ve devlet kaynakları ile yeniden inşa” koşulları altında “Geri dönüş” sağlanmalıdır.
7- Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinin en temel sorunlarından birisi de ekonomik kalkınmadır. Bölgenin ekonomisine, bölgesel kalkınmanın hızlanmasına KAMU KAYNAKLARI ve ÖNCÜLÜĞÜ ile sahip çıkılmalıdır. Kalkınma hedefi bütüncül bir yaklaşımla ele alınacak bu doğrultuda toplumsal ve kültürel yaşamdan idari yapılanmaya, ekonomik kalkınmadan bölgesel gelişmeye kadar bir takım ekonomik ve kültürel tedbirler en etkin bir şekilde uygulamaya konulmalıdır.
8- Bölgede çağdaş ve ileri düzeyde bir eğitim seferberliği başlatılmalı ve herkesin “sağlık hizmetlerine ulaşma, güvenlik ve adalet hakkını” koruyacak düzenlemeler yaşama geçirilmelidir.
9- Başta tüm Şehit ailelerinin, terör mağdurlarının ve bunların yakınlarının durumlarının iyileştirilmesi ve mağduriyetlerinin giderilmesi için gerekli tedbirler ivedi olarak hayata geçirilmelidir.
10- Koşulsuz ve şartsız ULUS DEVLET ve ÜNİTER DEVLET anlayışına duyarlılık içinde; daha ileri ve demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir devlet-toplum ilişkisi tesisi için yurttaşlarımızın bireysel hak ve özgürlüklerini çoğulculuk anlayışı çerçevesinde ve daha geniş bir bakış açısıyla güvence altına alacak yeni bir Anayasa toplumun tüm kesimlerinin katılımı ve mutabakatı da sağlanmak suretiyle ivedi olarak hazırlanmalıdır.
11- Terörle mücadele devletin, vatandaşının can ve mal güvenliği ile temel hak ve özgürlüklerinin korunması konusundaki Anayasal görevidir. Bu görev, Anayasal çerçevede ilgili yasaların güvenlik güçlerine verdiği yetki doğrultusunda kararlılıkla sürdürülmeye devam edilmelidir.
12- Faili meçhul cinayetlerde zaman aşımı kaldırılarak cinayetlerin aydınlatılması için çaba gösterilmelidir.
13-Terörle mücadelenin bir diğer önemli yönü de daha etkin uluslararası işbirliğinin sağlanmasıdır. Yeniden “YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ” ilkesi etrafında oluşturulacak dış politika ile başta komşu ülkelerle ilişkilerde, bölgesel ve uluslararası örgüt ve platformlarda, terörle mücadelemizin anlatılması ve gerekli işbirliği çağrımız ve çabalarımız ivedi olarak sağlanmalıdır.
14-Her türlü terör eylemi ve şiddete karşı çıkılması hükümetin ve tüm siyasi partilerin olduğu kadar tüm demokratik kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin ve bütün yurttaşlarımızın da öncelikli görevidir. Bu çerçevede tüm sivil toplum kuruluşlarının ve bütün yurttaşların özellikle gençlerin ve kadınların terör eylemlerine ve terörizmin her türüne karşı duruşlarını toplumsal dayanışmayı ortaya koyacak mahiyetteki barışçı ve demokratik yöntemlerle sergilemeleri de büyük önem taşımaktadır.
CHP olarak terörün son bulması ve barış için çözüm önerilerimizi her fırsatta dile getirerek toplumun huzuru için çaba göstermeye devam edeceğiz. Barış ve çözüm için katkı koyacak tüm siyasi partilerle birlikte hareket edeceğiz.
Kamuoyuna saygıyla arz olunur. 30.07.2015
Av.Mazlum Nurlu
Manisa Milletvekili
İlginizi Çekebilir