
Türkiye Maden İş Sendikası, ülkenin zengin yer altı kaynaklarının ekonomik bağımsızlık için hayati önem taşıdığını belirterek, özellikle altın, bakır ve kritik minerallerin atıl kalmaması ve dışa bağımlı işletilmemesi gerektiğini vurguladı. Sendika, bu madenlerin stratejik değerinin altını çizerek, milli servetin en verimli şekilde kullanılması çağrısında bulundu.
Türkiye Maden İş Sendikası, ülkenin yer altı kaynaklarının ekonomiye kazandırılması ve ekonomik bağımsızlığın güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Sendika, özellikle altın, bakır ve kritik minerallerin stratejik önemine dikkat çekerek, bu kaynakların atıl kalmasının veya dışa bağımlı şekilde işletilmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti.
Madenler Stratejik Öneme Sahip
Sendika tarafından yapılan açıklamada, yeraltı kaynaklarının dünya genelindeki savaşlar, ambargolar ve siyasi müdahalelerin temel sebeplerinden biri olduğu ifade edildi. Altın, bakır ve kritik minerallerin günümüzde elektronik sanayinden savunma sanayine, uzay teknolojilerinden yapay zeka sistemlerine kadar birçok stratejik alanda ana hammadde olarak kullanıldığına işaret edildi. Bu durumun, söz konusu madenleri sadece ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik bir kaynak haline getirdiği vurgulandı. Almanya örneği verilerek, altın fiyatlarındaki yükselişin küresel ölçekte bu madenin değerini artırdığı belirtildi.
Ekonomik Bağımsızlık ve Çevre Dengesi
Türkiye'nin jeolojik yapısı itibarıyla altın, bakır, kömür ve kritik mineraller açısından dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olduğu ancak bu potansiyelin büyük bir kısmının yıllardır atıl durumda beklediği veya dışa bağımlı olarak işletildiği dile getirildi. Sendika, madenlerin üretime sokulmamasının söz konusu dahi olmaması gerektiğini savundu.
Çevre dostlarının madencilik faaliyetlerine ilişkin endişelerinin paylaşıldığı ancak ekonomik bağımsızlığın yolunun yer altı zenginliklerini kendi imkanlarla işletmekten geçtiği belirtildi. Açıklamada, "Eğer biz kendi yer altı zenginliklerimizi, kendi imkanlarımızla işletemezsek; başkaları bunu bizim adımıza yapmak için sıraya girecektir ve elbette bu bize çok daha pahalıya mal olacaktır" denildi. Zeytinlik ve ormanlık alanlardaki madencilik faaliyetlerine ilişkin olarak ise, bu alanların rehabilite edilebileceği veya ekim alanlarının başka verimli bölgelerde çoğaltılabileceği ancak madenlerin hiçbir toprağın altında yetiştirilemeyeceği vurgulandı.
Madencilik Faaliyetleri Sınırlandırılmamalı
Madencilik faaliyetlerinin bölgelerin ekonomik kalkınması, istihdam olanakları ve yerel halkın geçim kaynağı olması nedeniyle sınırlandırılmaması gerektiği ifade edildi. Türkiye Maden İş Sendikası, madencilerin doğayla iç içe yaşayan ve toprağın kıymetini bilen emekçiler olduğunu belirterek, "Madenlerimiz milli servetimizdir ve madenlerimizin yerin altında çürümeye bırakılması, ülkemize bahşedilen nimete ihanettir" açıklamasını yaptı.
Yorum Yazın