Soma'da Adalet Bekleyişi Hüsranla Sonuçlandı: Kamu Görevlilerine Sembolik CezalarSoma maden faciasının üzerinden 11 yıl geçerken, kamu görevlilerinin yargılandığı davada çıkan karar, acılı ailelerde ve hukuk çevrelerinde büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Yüzlerce canın yitirildiği katliamda sorumluluğu bulunan kamu görevlilerine verilen göstermelik cezalar, "adalet enkaz altında kaldı" feryatlarına neden oldu. Avukatlar, kararın "ne şiş yansın ne kebap" anlayışıyla verildiğini belirtirken, aileler adalet arayışlarını kararlılıkla sürdüreceklerini ifade etti. Gözler şimdi istinaf sürecine çevrildi.
Soma Katliamı Davasında Şok Karar: Adalet Arayışı Sürüyor
Soma'da 13 Mayıs 2014 tarihinde 301 madencinin hayatını kaybettiği ve 162 madencinin yaralandığı Eynez Maden Ocağı katliamının ardından açılan kamu görevlileri davasında bugün şaşırtıcı bir karar çıktı. Madenci ailelerinin avukatlarından Murat Kemal Gündüz, kararın ardından yaptığı açıklamada adaletin sağlanamadığını vurguladı.
Avukat Gündüz: "Ne Şiş Yansın Ne Kebap Mantığıyla Karar Verildi"
Avukat Murat Kemal Gündüz, bilirkişi raporlarında kusurlu bulunan kamu görevlilerinin yargılandığı davada 28 sanıktan 10'unun beraat ettiğini, 18 sanığın ise 5 ay ile 6 ay 7 gün arasında değişen komik denebilecek cezalar aldığını belirtti. Gündüz, mahkemenin savcılık mütalaasına uygun karar verdiğini ve sanıkların görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırıldığını ancak bu suçun cezasının yetersiz olduğunu ifade etti.
Gündüz, davanın başından beri yaşanan hukuksal süreçleri özetleyerek, Anayasa Mahkemesi'nin yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiği yönündeki kararına rağmen Danıştay'ın ve yerel mahkemenin süreci uzattığını dile getirdi. Asıl taleplerinin sanıkların "taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına sebep olma" suçundan Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanması olduğunu vurgulayan Gündüz, mahkemenin görevsizlik taleplerini sürekli ertelediğini aktardı.
Yargıtay'ın sivil sanıklarla ilgili ilk bozma kararında "olası kasıt" hükümlerinin uygulanması gerektiği yönünde bir görüş belirtmesine rağmen, heyet değişikliği sonrası "bilinçli taksirle öldürme" yönünde yeni bir bozma kararı çıktığını hatırlatan Gündüz, kamu denetim görevlilerinin eksiklikleri bildirmemesi nedeniyle sivil sanıklara olası kastın uygulanamayacağı yönündeki Yargıtay gerekçesini eleştirdi.
Son kararın Soma katliamıyla ilgili "ne şiş yansın ne kebap" mantığıyla verildiğini savunan Avukat Gündüz, hem sivil hem de kamusal sanıkların kurtarıldığını ve verilen cezaların adaleti sağlamadığını ifade etti. Zaman aşımı tehlikesine de dikkat çeken Gündüz, kararı istinaf edeceklerini ve hukuksal mücadelelerine devam edeceklerini söyledi.
Avukat Mürsel Ünder: "Bakanlar ve Tekme Atan Bürokratlar Yargılanmalıydı"
Soma Bağımsız Maden İş Sendikası avukatı Mürsel Ünder ise katliamın üzerinden 11 yıl geçtiğini hatırlatarak, aslında dönemin başbakanı, enerji bakanı, çalışma bakanı ve madenciye tekme atan bürokratların da yargılanması gerektiğini savundu. Türkiye'de hukukun kırıntısının uygulandığı bir ülkede Soma katliamının bir hükümet düşürecek nitelikte olduğunu belirten Ünder, hiçbir bakanın yargılanmamasının kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
Sorumluluk düzeyinin en alt düzeydeki bürokrat ve müfettişlere indirgendiğini ve ceza almamaları için her türlü çabanın gösterildiğini ileri süren Ünder, verilen komik cezaların bakanlık yetkilileri ve müfettişlerin de dokunulmazlık zırhından yararlandığını gösterdiğini iddia etti. Duruşmada 28 sanıktan hiçbirinin bulunmamasının utanç verici olduğunu söyleyen Ünder, verilen 5 aylık cezaların 301 canın ve 162 yaralının karşılığı olmadığını vurguladı. Adalet mücadelelerine kararlılıkla devam edeceklerini ifade etti.
CHP Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu: "Utanç Duyuyorum"
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu da duruşmayı takip edenlerden biriydi. Bütün bilirkişi raporlarında Çalışma Bakanlığı, Enerji Bakanlığı (MAPEG) ve TKİ'nin asli kusurlu bulunduğunu hatırlatan Bakırlıoğlu, denetim görevini yapmayan bürokratların en alt düzeyde cezalar almasının Türk kamuoyuna ve bürokratlara "görevinizi yapmasanız bile kimse size dokunamaz" mesajı verdiğini söyledi.
Ciddi bir cezasızlık söz konusu olduğunu belirten Bakırlıoğlu, Soma davasında sorumluların hak ettiği cezaları alması halinde Amasra ve İliç'teki maden facialarının yaşanmayabileceğini ifade etti. Bir milletvekili olarak bu adaletsizlikten utanç duyduğunu dile getiren Bakırlıoğlu, davanın takipçisi olmaya devam edeceklerini vurguladı.
Avukat İbrahim Arzuk: "Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ocağı Savundu"
Dava avukatlarından İbrahim Arzuk ise duruşmada üzücü bir detayı paylaştı. Şu anki Maden Mühendisleri Meclisi başkanlığını yapan bir kişinin, o dönem kamu görevlisi olarak yargılandığı davada, 301 kişinin öldüğü ocağı savunmaya kalkmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Bunun TMMOB tarihinde üzücü bir olay olduğunu belirtti.
Aileler Adalet İstiyor: "Adalet Enkazın Altında Kaldı"
Maden şehidi Uğur Çolak'ın annesi Gülsüm Çolak, 11 yıldır yaşadıkları acının tarif edilemez olduğunu belirterek, kamu görevlilerinin zamanında yargılanmamasına tepki gösterdi. Hukuksuzluğun yerle bir olduğunu ve adaletin kendine ağlaması gerektiğini söyledi.
Erdoğan Köse'nin eşi Gülfidan Köse de 11 yıldır adalet mücadelesi verdiklerini ancak Akhisar ve Soma'daki süreçlerde istedikleri adaleti bulamadıklarını ifade etti. Eşinin değerinin 5-6 ay gibi komik cezalarla ölçülemeyeceğini belirten Köse, siyasi güçlerin yargıyı yönettiğini ve adaletin vicdanla değil emirle tesis edildiğini düşündüğünü dile getirdi. "Yazıklar olsun" diyerek tepkisini dile getiren Köse, adalet arayışlarının sonuna kadar süreceğini vurguladı.
Soma katliamı davasında çıkan bu karar, madenci ailelerinde ve kamuoyunda büyük bir hayal kırıklığı yaratırken, adalet arayışının önümüzdeki süreçte nasıl devam edeceği merakla bekleniyor. Ailelerin avukatları, kararı istinaf ederek hukuk mücadelesini sürdüreceklerini ifade ediyorlar.
Yorum Yazın